Atatürk’ün Gösterdiği Yol
Ülkemizin içine çekildiği şartlara bakarsak her alanda çıkış yolunu bize yine dahi önderimiz M. Kemal ATATÜRK gösteriyor. Yıllar öncesinden adeta bugünkü şartları bizlere tarif eden ulu önderimizin “Türk Gençliğine Hitabesi”ni yeniden okursanız acilen bugün yapmamız gerekenler ortaya çıkıyor. Bu ne büyük bir öngörü, ne büyük bir ferasettir. Zamanında 2.Dünya savaşını ve sonuçlarını önceden gören liderimiz sanki bugünleri de görmüş gibi Türk Gençlerine bu günlerde neler yapmaları gerektiğini tarif ediyor. Bakın o günlerde bizlere neler söylemiş.
“ Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyet’i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir .
İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.
Bütün bu şerâitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhid edebilirler .Millet, fakr ü zaruret İçinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.”
Şimdi birlikte düşünelim. Borsamızın% 75’ i,bankalarımızın %45’i,sigorta şirketlerinin % 80’i,medyanın % 60’ı, iletişimin sektörünün %90’ı,fabrikalarımızın ve sahillerimizin çoğunluğu yabancıların elinde değil mi? Küresel sermaye ülkemizi talan etmiyor mu?
Ekonomimizi IMF ve Dünya Bankası yönetmiyor mu.? Yabancılar ülkemizde kazandıkları paralar için bir kuruş vergi vermezken TC vatandaşları niçin yüksek vergiler ödüyor.?Vatandaşımız fakru zaruret halinde değil mi?
Politikacılarımız iktidar olmak için yabancı başkentlerin kapılarında yalvarmıyor mu? Onları hoş tutmak için veya AB’ye girmek için,ülkenin bağımsızlığından,toprak bütünlüğünden ve Kıbrıs davasından taviz vermiyorlar mı?
Vatanımız bölünmek, milletimiz parçalanmak istenmiyor mu? Şanlı Türk Ordusu’nu milleti ile karşı karşıya getirmek için her türlü komplo yapılmıyor mu? K.Irak’ta kurulan kukla kürt devleti ile çıkar işbirliği içinde olan bir sürü işbirlikçi her gün ülkemize kin kusmuyor mu?
O halde söz; her yaştan Türk seçmenindedir.Vazifemiz Türk Bağımsızlığını ve Cumhuriyetini yabancı boyunduruğundan kurtarmaktır.Bunun da yolu; Atatürk tarafından gösterilmiştir.