Batı yolu projesi gerekli mi?

Şehrimizin Dörtyol ve Erenler kavşakları ile 0-100 Karayolu’na ulaştığını hepimiz biliyoruz. Bu çıkış güzergahları şöyle bir incelenirse ütün önemli yapıların bu hatların etrafında toplandıklarını görürüz. Bu toplanma aynı zamanda ekonomik, sosyal, kültürel, eğitim v.s.gibi konulardaki sosyal yaşantımızın da bu güzergahlarda yoğunlaşmasına yol açmıştır. O halde “Şehirlerarası yollar”a çıkan bütün “Şehiriçi ana yollar” çekim merkezi olmaktadır. Aynı çekimi şehrin çevresinden geçen Çevre yolları kenarlarında a görmek mümkündür. Açılan her yeni yol imarın gelişmesine ve güzelleşmesine neden olmaktadır, imar planlama çalışmalarını yürüten uzmanlar, b.u noktaya dikkat etmişlerdir. İmar planlarının hazırlanma aşamalarında uzmanlara bir şekilde ulaşan rant sahipleri ile kendilerine ulaşamayan sessiz çoğunluk yani Kamu” çıkarları arasında tercih yapmakta zorlanılmamalıdır. Halkın çıkarları her zaman özel çıkarların önünde tutulmalıdır. Halk bunu bilmese dahi. Yani imar planlayıcıları idealist davranmak zorundadırlar.

Milli Egemenlik Caddesi Atatürk Bulvarı’ndan başlayarak, Tren Garı’nı, Müftülük binasını, l. Demiryolu geçidini, Ofisi ve Ağır Bakım Fabrikası’nı geçerek Vagon Fabrikası’na ulaşıyor. İşte bu cadde şehrimizi D-10Q’e bağlayacak “3. çıkış” olarak düşünülebilir. Eğer bu cadde Mithatpaşa Karakolu’ndan devamla yapılacak bir köprü ile Çark Deresi’ni geçerse, 32 Evler’in ve Beşköprü’nün yanından D-100’e ulaşabilir. D-100 üzerinde yapılacak bir köprülü kavşak düzenlemesi ile Arifiye’deki Otoyol Fabrikası’na ulaşabilir.

İşte bu yola ben “Batı yolu” diyorum. Zannedersem belediye imar birimleri de bu yolu gerçekleştirmeyi benden çok arzu ediyorlardır. Bu yolun üzerinde ve varış noktasında çok önemli yerler bulunacaktır. Bu üçüncü çıkış yoluna paralel giden bir demiryolu da vardır. Yani diğer bir deyişle demiryolunun çıktığı bu noktadan karayolu da D-100 e ulaşacaktır.

Bu yol üzerinde, Merkez Tren Garı, TZDAŞ arazisindeki resmi binalar ve kültür park, Vagon Fabrikası, Maltepe Stadı, 32 Eyler Maltepe ve Beşköprü Mahallesi, Fuar Alanı, Otogar ve fabrikalar bulunmaktadır. Bütün bunlar bu güzergahın çekim merkezi olmasını gerçekleştirecek unsurlar olacaktır.

Ayrıca, SA.Ü. Kampüsü’ne doğrudan bağlantı yine bu hattan verilebilir. Bu hatta yer alacak karayolu ve demiryolu (tramvay) bağlantıları konut ve sanayi bölgelerine olan ulaşımın daha ucuz ve daha kısa sürede yapılmasını sağlayacaktır.

Bu çıkış yolu aynı zamanda deprem riski de taşıdığından asla bu bölgeye hizmet edecek çok katlı yapılar inşa edilmemelidir, iki katı geçmeyen çelik ve betonun birlikte kullanıldığı büyük alış-veriş noktaları da bu güzergahta yer alabilir.

Bu noktadaki yaklaşım, zaten var olan “3. çıkış” olayının geliştirilmesi olmalıdır. “Bu projenin uygulanmasına gerek var mıdır?’ sorusuna yerel yönetim birimlerindeki her uzmanın kafa yorması yerinde olacaktır. Bu projeyi gerçekleştirecek mali kaynaklar yeterli olmayabilir. Ama bu konuda fırsatlar ele geçtikçe değerlendirilebilir. . Bence öncelikle işe Mithatpaşa İstasyonu’nun demiryolunun içini yeniden inşa edilmesi ile başlanmalıdır. Mithatpaşa Karakolu’na da uygun bir yer bulunabilirse, projenin birinci adımı atılmış olur. Yani bulvardan başlayan duble yol lojmanlar kavşağına ulaşmış olur. Geriye Çark Köprüsü, E-5 Köprüsü ile ikisi arasındaki 32 Evler-Beşköprü yolu kalır. Köprüler için Karayolları ve DSI’den destek istenilebilir. Bağlantı yolunu da belediyemiz kendi imkanları ile yapabilir.

Şehirler tıpkı bir bebek gibidirler. Onların itina ile korunması ve bakıcıları tarafından büyüyüp gelişmeleri için bakım ve beslenmelerine dikkat edilmesi şarttır. Adapazarı 1999 yılında yeniden doğmuş bir bebektir. Onda insanlarımızın umutları ve gelecek güvencesi bulunmaktadır. Şayet bakıcılarımız kendisini ihmal etmezlerse ve onu yeni projelerle desteklerlerse Adapazarı, ülkemizin problemlerini çözmüş en çağdaş büyük şehirlerinden biri olacaktır.