Bunlar Unutulur mu?
Sayın Sami Süzer’in 10 Nisan 2007 tarihinde internetteki sitesinde yayınladığı geçmişimizden ibret almamız gereken belgeyi türlü maskeler altındaki vatan hainlerine ithaf ediyorum. Ermeniler sözde soykırım yalanı ile dünyayı ayağa kaldırırken bizim kendi tarihimizden bile haberimiz yok.
“Birinci Dünya Savaşı’nda İngilizlere150 bin askerimiz esir düştü. Bu askerlerden bir kısmı da Mısır’ın İskenderiye şehri yakınlarında bulunan Seydibeşir Usare Kampı’na hapsedildi. Kampın tam adı ‘Seydibeşir Kuveysna Osmanlı Useray-i Harbiye Kampı’ idi. Bu kampta, 1918’de Filistin cephesinde
esir düşen 16. Tümen’in 48. Alayı’na bağlı Osmanlı askerleri tutuluyordu. 12 Haziran 1920’ye kadar iki yıl boyunca her türlü işkence, eziyet, ağır hakaret ve aşağılamaya maruz kaldılar. Bu insanlık dışı muamelenin nedeni ise Ermeniler idi…
Kamptaki, Türkçe bilen Ermeni tercümanların yalan yanlış çevirileri ve kışkırtmaları nedeniyle kampların İngiliz komutanları, azılı Türk düşmanı kesilmişlerdi. Savaş bitmişti. Ancak, kamptaki ağır koşullar nedeniyle ölenler dışındaki askerleri teslim etmek İngilizler’in işine gelmiyordu. Çünkü, olası yeni bir savaşta, bu askerlerin yeniden karşılarına çıkabilecekleri Ermeniler tarafından İngilizlerin beyinlerine işlenmişti.
Çözüm: TOPLU KATLİAMDI…
Askerlerimiz, mikrop kırma bahanesiyle süngü zoruyla dezenfekte havuzlarına sokuldu. Ancak suya normalin çok üzerinde krizol maddesi katılmıştı. Mehmetçik, daha ayağını soktuğunda aşırı krizol maddesi nedeniyle haşlanıyorlardı. Ancak İngiliz askerleri dipçik darbeleri ile askerlerimizin havuzdan çıkmalarına izin vermiyorlardı.
Mehmetçikler, bele kadar gelen suya başlarını sokmak istemedi.Ancak bu kez İngilizler havaya ateş etmeye başladı. Askerlerimiz, ölmemek için çömelerek başlarını suya soktular. Ancak başını sudan kaldıran artık göremiyordu. Çünkü gözler yanmıştı… Dışarı çıkanların halini gören sıradaki askerlerimizin direnişleri de fayda etmedi ve 15 bin askerimiz kör oldu. Bu vahşet, 25 Mayıs 1921 tarihinde TBMM’de görüşüldü. Milletvekilleri Faik ve Şeref beyler bir önerge vererek,
“Mısır’da esirlerin krizol banyosuna sokularak 15 bin vatan evladının gözlerinin kör edildiğini bunun faili olan İngiliz tabip, garnizon komutanı ve askerlerinin cezalandırılması için TBMM’nin teşebbüse geçmesini” istediler.
Tabii ki yeni kurulan devletin bin türlü problemi vardı. Bu hesap sorma işi de unutuldu gitti. Ama onlar UNUTMUYORLAR … Kendi ihanetlerini bile soykırım ambalajına sarıp, dünya kamuoyuna sunuyorlar. En üzücü olanı da malûm birilerinin bu karalama kampanyalarına çanak tutması…”
Ne diyelim. İlk defa “Mavi Kitabı” basarak sözde ermeni soykırımını iddia eden medeni İngiltere’nin insan haklarına bakışı mı? İbret alınmazsa tarih mutlaka tekerrür eder. Onun için gençlerimize her şeyden önce milli tarihlerini öğretmek ve onların kandırılmalarına fırsat vermemek gerekiyor. ONLAR UNUTMUYORSA SEN DE UNUTMA.