Dosta Veda Etmek

Necdet Güngörsün; gönlü ve kalemi ile Adapazarı’na yıllarca hizmet etmiş gerçek bir gazeteci ve korkusuz bir savaşçıydı. Yerel basının çağ atlamasında, yerel siyasetin gelişiminde ve ülke çıkarlarının savunulmasında üstün gayretler göstermiş ulu bir çınar olarak yerel tarihimizdeki yerini almıştır. Onu kaybetmenin derin üzüntüsü içersindeyim.

En zor günlerimdeki gerçek dostumu yitirmenin acısını tarif edemiyorum. Ama biliyorum ki dostlar asla ayrılmazlar. Bir gün onunla öbür Adapazarı’nda buluşacağımızı biliyorum. Tıpkı Adapazarı’na hizmet etmiş diğer eski dostlarla olduğu gibi yine onunla birlikte olacağız. Ama yine de arkadaşımın bizlere bıraktığı mesajları iyi anlamamız gerekiyor.

Necdet Güngörsün; iyi bir gazeteci ve lider bir yöneticiydi. Bugün yerel basında yer alan bir çok gazeteci onun eğitiminden geçti. Onlara öğrettiği ilk şey; halkın gözü kulağı olan basının “halka karşı sorumluluk” ve “gerçek bilgilere dayanan haber” ilkelerine dayanmak zorunda olduğuydu. Sakarya’da ilk ofset gazetenin çıkarılmasında o vardı. “Sakarya Gazeteciler Cemiyeti”nin kurulması ve geliştirilmesinde o öne çıktı. Basın ahlak ilkelerini sürekli kontrol ederdi. Asla kalemini siyasi ve ekonomik çıkarlar uğruna satmadı. Satanlardan ise nefret ederdi. Doğru bildiği şeyleri sonuna kadar savunurdu.Tam bir mücadele adamı idi. Tek başına “Yenigün Gazetesi”ni kuran ve bir patrona dayanmadan o gazeteyi yaşatan gerçek bir fikir işçisiydi. Alanında öncü ve değişimi kucaklayan bir yöneticiydi.

Necdet Güngörsün; iyi bir “Adapazarlı” ve “Sakaryalı” idi. Memleketini çok seven ve onun için yapılması gerekenleri hiçbir şeyden çekinmeden yapabilen tam bir “fedai” idi. Onun için bulunduğu yerin hiçbir önemi yoktu. Nerede bulunursa bulunsun şehrimize hizmet için her şeyi yapardı. Onu gazetelerde, belediyede, Sakaryaspor’ da, her yerde Adapazarı’na hizmet ederken görebilirdiniz. En çok kızdığı şey;bu memleketin imkanları ile zengin olanların başka yerlere hizmet etmesi ve yatırım yapmalarıydı. Fikirlerine ihanet edenleri ise hiç sevmezdi.

Necdet Güngörsün; çağdaş bir “Türk Milliyetçisi” ve gerçek bir “Atatürkçü” idi. Tam bir vatansever ve ideal adamı idi. Devletine ve vatanına sonuna kadar sadık kaldı. Özellikle Bulgaristan’ın soydaşlarımıza uyguladığı zulüm döneminde çok yararlı çalışmalarda bulundu. O şehrimizdeki herkesi ve sakladıklarını bilirdi. Herkese vakti geldiğinde bunları hatırlatırdı. Yalana tahammülü yoktu. Hava atanlardan ve kendini övenlerden hoşlanmazdı. Bir çokları bu yüzden ona kızardı. O ise kimseyi takmazdı.

Ve Necdet Güngörsün: benim dostumdu. Arkamı hiç düşünmeden dayayabileceğim ve beni aldatmayan ve satmayan ender insanlardan biriydi. İyilik gördüğü hiçbir şeye sırtını dönmezdi. Kısacası o iyi bir insandı. Şimdi onu daha çok arayacağım. Her an bir köşeden çıkacakmış gibi hazırda bekleyeceğim. Güle güle sevgili dostum. Hakkını helal et. Bizse sana binlerce kez helal ettik. Bir gün peygamberimizin sancağı altında toplanana kadar sana elveda. Şair ne güzel söylemiş  “Ölüm Allah’ın emri. ayrılık olmasaydı.”