Esnafımız Kan Ağlıyor
Adapazarı bilindiği gibi bir “ticaret ve esnaf “şehridir. Şehrimizin kimliğini oluşturan bu yapı; son yıllarda epeyce zorlanıyor. Çünkü; esnaflarımız iyi ve kötü değişimi birlikte yaşıyorlar. İyi yöndeki değişim örnekleri arasında imalatla uğraşan zanaatkarlarımızdan bazılarının şartları iyi değerlendirerek “sanayici” olduklarını söyleyebiliriz. Bazı akıllı esnaflarımızın da büyük mağazacılık veya dağıtımcılık üzerine büyüdüklerini görüyoruz.
Ancak bunların sayıları çok fazla değil.
Kötü yöndeki değişim örnekleri oldukça fazla. Bu örneklerin en başında yoğun “iflaslar” ve “iş değiştirmeleri” geliyor. İflas eden esnaflarımıza iflasın nedenlerini sorduğumuzda aldığımız cevapların başında “piyasa şartlarının ve ekonominin kötü yönetiminin” bulunduğunu görüyoruz. Ayrıca piyasadaki talebin daraldığı ve nakit sıkıntısı yaşandığı yönünde yoğun şikayetler bulunuyor. Öncelikle “iş değişikliğinin” nedenleri bu iki faktör.
Aslında esnafımızı siftah yapmadan dükkan kapatmak zorunda bırakan nedenlerin başında Türkiye’de ekonomik yapının gittikçe çarpık hale gelmesidir. Bunun nedeni ise IMF ve hükümetin uyguladığı makro ekonomik politikalardır. Bunu sonuçlarını her gün sayıları artan süper zenginlerimizin durumlarından anlayabiliriz. Bu politikalar paranın halkın ve esnafın elinde olmasından rahatsızlık duyuyorlar. Halkın elindeki parayı alabilmek için türlü uygulamalar yapıyorlar. Özellikle yaygınlaştırılan kredi kartları ile halkın geliri ile uygun olmayan harcamalar yapması teşvik ediliyor. Tüketicilerin gelecek yıllara ait gelirlerine bile ipotek konuluyor. Dolayısıyla para; büyük holdinglerin sahip olduğu şirketlere doğru yönlendiriliyor. Hükümet ise sık sık “mali aflar” çıkararak kalan parayı topluyor. Dolayısıyla, esnafa para kalmıyor.
Bu uygulamalar ülkemizin küresel sermayenin sömürgeci dayatması ile karşı karşıya olduğunun göstergeleridir. Önce aile yapımızı, kültürel değerlerimizi dejenere ettiler şimdi de halkın elindeki bir avuç paraya göz diktiler. Sermayemizin ve emeğimizin önemli bir bölümünü elinde tutan esnafımızı mali olarak öldürmek istiyorlar. Milli sermayenin özü olan
esnafları korumak ülkesini seven herkesin görevi olmalıdır. Esnafımızdan iflas edenlerden sağlığı yerinde olanlar kendilerine ”ücretli bir iş “bulmanın peşindeler. İş değiştirerek başarılı olamayan dükkan sahipleri ise yüksek vergi, sigorta primleri nedeniyle işi bırakmakta ve dükkanlarını kiraya vererek geçinmek seçeneğini deniyorlar.
Bu olumsuz tablonun tek sorumlusu IMF nin kapitalist politikalarını uygulayan bütün hükümetlerdir. Halkını korumayan ve onları vahşi kapitalist uygulamalara feda eden kötü siyasetçilerden ve derin ihanet anlayışının temsilcilerinden artık kurtulma zamanı gelmiştir. Hedefimiz Gazi M.Kemal Atatürk’ün gösterdiği çağdaş yoldan yürüyerek devleti güçlü, milleti zengin ve mutlu kılmaktır.
Unutma ; senin tarihin derinliklerinden gelen her türlü zorluk altında defalarca gösterdiğin kutsal bir iraden mevcuttur.İradeni küresel sermeyenin satın aldığı bir kısım medyaya aldırmadan önce vatanın sonra kendin ve çocuklarının geleceği için kullan.