Belediye Borçları ve Şeffaflık

Belediyemizin yaptığı yatırımların finansmanı için kendi öz kaynaklarının yanı sıra, borçlanması çok normal bir sonuçtur. Ancak, yapılan borçlanmanın, gelecek dönem gelirlerini kapsama oranı da çok önemlidir. Özellikle borçlanmada kullanılan dış krediler, çok akıllıca kullanılmalıdır. Dış kredilerin yapılan yatırım tarafından geriye ödenebilir olması da çok önemlidir. Örneğin, dış kredilerin nakit geri dönüşü olan ulaştırma, enerji, su gibi geriye dönüşü kolay olan yatırımlar yerine, çevre projeleri ile itfaiye, arıtma vs. gibi sosyal faydası çok olan yatırımlara oranlamasında, %51 oranında geri dönüş tercih edilmelidir.

Bu nokta bir tartışma konusudur. Özellikle atık su parasının tahsil edildiği yerlerde kanalizasyon projeleri ile arıtma tesislerinin de geriye dönüş finansmanı hazır demektir. Özel olarak sağlığımızı ve can güvenliğini de hesaba katarsak, itfaiye ve can kurtarma yatırımları da farklı bir geri dönüş olarak düşünülebilir.

Ancak, belediyelerimizin kapasitelerinin üzerinde, hazine garantisinde borçlanmaları, kur riski, siyasi istikrar problemleri nedeniyle pek uygun görülmez. Üstelik bu borçların halktan gizlenmesine de gerek yoktur. Önemli olan yapılacak yatırımın gerekliliği ile harcanan finansmanın karşılığının olmasıdır. Uzun müddet faaliyete geçirilememiş veya %30-35 kapasite ile çalıştırılan yatırımlar pek bir katma değer sağlayamazlar.

Örneğin, halka ucuz konut yapabilecek projelerde dış kredi kullanmak daha doğru olur. Adapazarı’na para ve sermaye girişini hızlandıracak bu tür yatırım projeleri, beldenin kalkınmasına da katkıda bulunurlar. Veya sanayi arsası üretmek üzerine kurulu projelerin geri dönüş hızları daha yüksektir.

Ancak, gereksiz borçlanma ya da borçları ödemeyerek finansman kaynağı üretmek gibi metodlar da zamanımızda kullanılmaktadır. Büyükşehir Belediyemizin, tahminen en az 250 trilyon lira borcu bulunmaktadır. Belediye tarafından bu rakamlar açıklanmadığı için, biz bu rakamları bulabildiğimiz kadarı ile biliyoruz. Oysa, belediyenin bu rakamları açıklamaktan korkmaması lazımdır.

Dış borçlar, tespit edebildiğim kadarı ile 30.6.2002 tarihi itibariyle 147 trilyon lira idi. Bu rakamlara Terra 1 projesi ile 29 trilyon ve 12,5 trilyon lira ilave edildi. Merp projesi ile de 8.1 trilyon lira daha eklendi. Şu anda yaklaşık 197 trilyon lira civarında olduğunu zannediyorum.

İller Bankası’na, olan altyapı (İçmesuyu ve kanalizasyon) , borçları yine aynı tarih itibariyle yaklaşık 42 trilyon TL’sıdır. Bu borçlardaki yeni gelişmeler hakkında bilgimiz bulunmamaktadır.

Diğer borçlar, ise her zaman değişen miktarlarda devam ediyor. Vergi ve SSK borçları 2 trilyon lira, SEDAŞ’a olan elektrik borçları 1,5 trilyon lira civarındadır.

Belediyemizin aylık İller Bankası geliri yaklaşık 1,5 trilyon lira civarındadır. Ancak bu rakamdan altyapı yatırım bedeli karşılığında kanalizasyon ve İçme suyu için paralar kesilmektedir. Ortalama olarak 1 trilyon aylık gelire karşılık, sadece personele 800 milyar TL.ödeme yapılmaktadır. Bu durum bize belediyenin, dış borçları ödeyecek özkaynağa sahip olmadığını gösteriyor. Doğal olarak hazine garantisindeki borçları devlet ödüyor. Yani otomatik olarak bu durum, gelecek yılların gelirlerinin devlet tarafından kesileceğini gösteriyor.

Belediye yatırımlarını bence Yap, İşlet, Devret modeli ile yapmalıdır. Veya dış yatırımları bölgede teşvik etmelidir. Borç yiğidin kamçısıdır. İnşallah belediyemiz bu borç sarmalından kurtulur.