Çanakkale’yi Anlamak

Yurdumuzun savunulmasında ve yeniden kurulmasında kritik bir öneme sahip olan Çanakkale Zaferi, sadece bir savaşın adı değildir. Dünyanın o zamanki süper devletlerinin ordularına karşı, bir milletin direnme ve yaşama gücünü ispat eden bir dayanışma ve fedakarlık efsanesidir. Ya da diğer bir deyişle topyekün savunma stratejisinin harika bir örneğidir. Şüphesiz Türk tarihindeki özel yerini, her gün biraz daha artan önemi ile korumaktadır.

18 Mart 1918 tarihinde gerçekleşen Çanakkale savaşlarında Türk ordusu, yaklaşık 250 bin şehit vermiştir. Bu şehitlerimizin yalnızca 70 bini, orduya mensup askerlerdir. Geriye kalan 180 bini gönüllü olarak orduya katılan o zamanın kahraman Türk gençleridir. Bunların arasında üniversite öğrencileri, lise öğrencileri, çiftçiler, sanatkarlar, sporcular vs. her meslekten gençler vardır. Ama çoğunluk eğitimli gençlerden oluşmuştur.

İşte bu savaş, bir neslin vatan uğruna feda edildiği olay olmuştur. Özellikle Cumhuriyetimiz in ilk yıllarında bu neslin eksikliğini çok hissetmişizdir. Hemen hemen o yıllarda okullarımız hiç mezun verememişlerdir.

Başka bir değerlendirmeye göre ise, Alman Komutan Liman Von Sanders idaresinde başlayan savaş, Türk tarihine M.Kemal Atatürk’ü kazandıran savaş olmuştur. Türk subay ve askerinin kalite ve yurt sevgisinin bütün dünyaya ispat edildiği yer olmuştur.

Çanakkale Zaferi ite şüphesiz övünmek, gurur duymak ve ibret almak zorunluluğu vardır. Ancak insanlarımıza verilen tarih bilgisi ile tarih şuurunu birbirinden ayırmak lazımdır. Tarih bilgisi savaşın bütün özelliklerini topluma verirken, tarih şuuru bu bilgiden yola çıkarak alınacak dersleri topluma verecektir.

Çanakkale Zaferinin bize yerdiği ders nedir? Bunu anlayabilmek için, 16 Mart 1920 tarihinde İstanbul’un düşman donanması tarafından tek kurşun atılmadan işgal edilmesini de düşünmek zorundayız. Pekii ne oldu da, yaklaşık 5 yıl sonra aynı düşman İstanbul’u işgal edebildi.

Çanakkale de düşmanı yenen Türk ordusunun tabii lideri M.Kemal Atatürk, bu donanmayı görünce “Geldikleri gibi giderler’ dedi. Ve sonucunda bayrağımızı selamlayarak gitmediler mi?

İşte bütün püf noktası, aradaki 5 yılda yapılan hatalardır. Osmanlı Devleti çökerken, o zamanın idarecileri yaptıkları siyasi ve askeri hatalarla o meşum donanmayı İstanbul’a sokmuşlardır. Ama Çanakkale Zaferi’ni yaratan Türk Milleti, M.Kemal Atatürk’ün önderliğinde Kurtuluş Savaşı’nı kazanarak, İstanbul’u düşman işgalinden kurtarmıştır.

Aslında Çanakkale Zaferi, 15 Mart 1915’de başlamış ve İstanbul’un kurtarılması ile son bulmuştur.

Dolayısıyla, aslında Kurtuluş Savaşı 1915’de Çanakkale ile başlamıştır. Çanakkale’yi yaratan nesil hem vatanı, hem de devleti kurtarmış, milletine tarihte yeni bir kader çizmiştir.

Çanakkale Zaferi’nin yıldönümünde şehitlerimize, Yüce Allah’tan rahmet, başta M.Kemal Atatürk olmak üzere tüm subay ve erlerimize, kısacası ordumuza şükran diliyorum. Ruhları şad olsun.