Cennetin Kucağında

Sakarya İlinin Türkiye’nin en yeşil bölgelerinden biri olduğunu defalarca hava kuvvetlerinde görev yapan pilotlardan dinlemişimdir. Sakarya’nın yeşilin her tonundaki bitki örtüsünün  suyun bin bir çeşidi ile kaynaştığı bir “su medeniyeti” olduğunu da bir çok bilim adamı ifade ediyor. Eğer “denetimsiz kentleşme olayı” ile “endüstrinin kirli atıkları” olmasa Sakarya İli adeta cennetin kucağı olurdu.

Yüce Allah’ın özenerek yarattığı beldemizin kıymetini bilmeyen bazı sözüm ona hemşerilerimiz tabiat ananın dengelerini bozarak para kazanma telaşına düşmüş durumdalar. Özellikle sanayileşmede yeni hedef haline gelen Karasu bölgesi ile ilgili o kadar çok proje üretiliyor ki bu projelerin hazırlanmasında örneğin “Acarlar Langozu” yok olmuş olmamış pek kimsenin umurunda değil.Acaba yapmak isteseniz aynısını yapabilirmisiniz?

Yıllarca siyasetçilerin kapısını aşındıran bazı iş adamlarının SİT alanı olan “Poyrazlar Gölünü” turistik rant projeleri ile kapatmak için bürokrasi ile mücadelelerine şahit olduk. Çok şükür devlet bürokrasisi bütün bunlara direndi.”Sapanca Gölü” ile ilgili girişimler hiç bitmedi. Hala sürüyor. Sapanca Gölünü besleyen bütün su kaynakları şişelenip paraya çevriliyor.Gölü hatalı yapılaşmanın kirliliğinden koruyan  imarla ilgili ”koruma bandları” her gün rant hırsı ile birileri tarafından  çiğneniyor.

Çevreye karşı duyarlılığımız her geçen gün azalıyor. Çocuklarımızdan emanet aldığımız bugünümüzü ve geleceğimizi tüketmek üzereyiz.Bu çevre konularına duyarlı davrananlarımızı adeta “enayi” yerine koyuyoruz. Küresel ısınmanın artması, ozon tabakasının incelmesi veya havadaki nem oranının yükselmesi günlük hayatımızı çoktan değiştirmiş durumda. Ama kimine göre alırsın evine bir klima bu durumdan kurtulursun.Klima alamayanlar düşünsün işin sonunu.

Peki Sakarya’nın doğal kliması Geyve Boğazı süratle kirlenen şehrin havasını temizleyebilir mi? Eğer tedbir alınmazsa elbette temizleyemez. Allah’tan şehirde doğal gaz kullanımı gittikçe artıyor. Kömür kullanımı denetim altında. İpin ucunu bir kaçırırsak hepimiz zehirleniriz.

Cennetin kucağındaki şehrimiz”   çevre konusunda her zamandan daha dikkatli olmak zorunda. Çünkü yakın zamanda kentleşme ile birlikte yoğun sanayileşme nedeni ile göçler artacak ve kent bütünümüz genişleyerek 1 milyonu  kişiyi bulacaktır. Şimdiden bunu öngören tedbirleri almak zorundayız.

Kentsel gelişimde sürekliliği sağlamak ve bu çevre sorunlarını siyaset üstü kabul etmek en iyi yol olacaktır. Kentsel yaşam kalitesinin yükseltilmesi için hemşerilerimizin işbirliğini ve yardımlaşmayı geliştirmesi ve duyarlılıklarını koruması gerekmektedir.

Cennetin kucağında yaşayıp cennetin kıymetini bilmemek saflıktır. Cennetimizi yok edecek projeleri desteklemekte bu memlekete ihanettir. Vatanseverliğin bir ölçüsü de çevreyi korumak ve doğal hayatı geliştirmekle olur. Gerçek Sakaryalılar tavırları ile kendilerini elbette ifade etmekten korkmayan kişilerdir.Bunu önümüzdeki günlerde görmek belki mümkün olabilir.