Değişimin Dünü, Bugünü ve Yarını

Merhaba sevgili Adapazarlılar

Bu sütunlarda artık her hafta en az iki kere sizinle birlikte   olacağız. Öncelikle sizlere niçin yazmaya karar verdiğimi

açıklamak istiyorum. Çünkü artık boşa harcayacak zamanımızın

olmadığına inanıyorum. Yaklaşık 20 yıldır birlikte aynı dertleri paylaşıyor, aynı sevinçleri ve üzüntüleri yaşıyoruz. Bu geçen süre içerisinde bulunduğum görevlerin ve yaşadığım olayların bilgi ve tecrübesini bizlerden sonra gelenlere aktarmak düşüncesindeyim. Çünkü yeni gelenler bizlerin yaptığı hataları tekrarlamamalıdırlar. Şayet aynı hatalar tekrarlanırsa bunun maliyetini Adapazarlılar ödeyeceklerdir. Sizlerle paylaşacağım yerel yönetim, spor, kültür ve idarecilik tecrübelerimle  şehrimizin entelektüel bakışına yeni bir yaklaşım getirebilirsem çok mutlu olacağım. Gelelim konumuza…  Yaşadığımız şehir Adapazarı’nda ekonomik krizler ve depremler gibi meydana gelen talihsiz olaylardan sonra nelerin değiştiğine şöyle bir bakalım. Bugün değişen ilk ve en önemli şey insanlarımızın işlerini kaybetmesidir. Bunun nedeni kötü yönetimden kaynaklanan ekonomik krizlerdir. Yüksek enflasyon, sürekli yüksek faiz politikası, daralan ekonomik yapı, yüksek vergiler ve  sigorta primleri, düşük ücretler gibi etkileri doğrudan halkımıza yansıyan bu olumsuz göstergeler krizin boyutlarını belirlemektedir. Yaklaşık 10 yıldır artarak devam eden bu ekonomik kriz sayıları binlere varan hemşehrimizi işsiz bırakmıştır. Bu durum şüphesiz ücretli çalışanlar için söz konusudur. Dün toplam 22000 kişi kayıtlı işsizken, bugün bu sayı 45000 kişi civarına ulaşmıştır. Bunun çözümü, yerel yönetimlerin alt yapı yatırımları ile birlikte işsizliği giderecek yeni sosyal  programları devreye sokmasıyla mümkündür. Bunun için öncelikle yerel yönetimlerimiz halen mevcut işsizlerimizi bilgisayar ortamına geçirmelidirler. Daha sonra bu kayıtlar

üzerinde çalışmalar yapılarak bu işgücünün vasıfları analiz edilmelidir. Vasfı olmayan işsizlerimiz için Milli Eğitim Müdürlüğü Halk Eğitim Merkezi, Sakarya Üniversitesi ve diğer sivil toplum örgütleri Esnaf Odaları, ATSÖ gibi kuruluşlarla işbirliği yapılarak meslek edindirme kursları açılmalıdır. Daha sonra bu listede yer alan işsizlerimiz belediyeler, il özel idaresi ve sivil toplum kuruluşları eliyle ilimizde yatırım yapacak yatırımcılara tavsiye edilmelidir. Bunun için yeni sanayi ye ticaret sahaları üretimine hız verilmelidir. Hatta belediyelerimiz bu listeden işçi alacak işverenlere indirimli tarifeler uygulanmalıdır. Adapazarı’na  İstanbul ve yabancı sermayeyi çekmek için çalışmalar yapılmalıdır. Bu arada önemli sayıdaki esnaf da ya iflas etmiş, ya da ödeme güçlüğü içine girmiştir. İflas eden esnaflarımız sınıf değiştirerek yeni işsizler olarak bu listeye dahil olmuşlardır. Bu değişimin temelinde depremden sonra meydana gelen içgöç nedeniyle talebin daralması yer almaktadır. Talebin arttırılması için şehir içi ulaşımın kolaylaştırılması ve bankalarımızda bulunan yerel sermayenin yüksek faiz veren finansman alanından üretim ve ticaret sektörlerine çekilmesi gerekmektedir. Ayrıca satın alma talebi ile esnaf sayısı arasında esnaflarımızın aleyhine bir uyumsuzluk bulunmaktadır. Bana göre Adapazarı’nda esnaf sayısı oldukça fazladır. Bu sayı azaltılarak esnaf olmak zorlaştırılmalıdır. Bu herkes için daha iyi olacaktır. Bunlara ek olarak merkeze yerleşimin arttırılması için orta hasarlı binalara yasal bir çözüm bulunmalıdır. İki kata izin veren yeni anlayışın mutlaka teşvik edilmesi gerekmektedir, belediyelerimiz bu tür yeni binalarımız için ruhsat harçları ve zemin etüdü gibi giderleri azaltıcı tedbirleri almak zorundadırlar.

Değişen ikinci unsur, insanlarımızın evlerini ve işyerlerini kaybetmeleridir.

Bu durum insanlarımızda belirsizlik ve kararsızlık gibi davranışlara neden olmaktadır. Parçalanan aile düzenimiz ancak yıllar sonra düzelebilecektir. Her ne kadar devletimiz yeni yerleşim birimlerimizi Karaman ye Camili’de organize etmişse de şehrimizde halen yaklaşım 40000 konut açığı bulunmaktadır. Orta hasarlı yapılara bulunacak çözüm Büyükşehir Belediyesi önderliğinde yeni Sakarya milletvekillerinin katkılarıyla yapılacak

yasal düzenleme ile olacaktır. Bu kanun, eksikliği şiddetle hissedilen deprem hukukunda radikal bir değişim olarak tarihe geçebilir. Ancak bugünlerde kimsede bir kıpırdanma görülmemektedir.

Değişen üçüncü unsur, insanlarımızın umutlarını ve güvenlerini kaybetmeleridir.

Yaşanan olaylar nedeniyle, sosyal ve kültürel ortam hayli bozulmuştur. Psikolojisi bozulmuş insanlarımız cadde ve sokaklarımızda kendi kendilerine konuşur olmuşlardır. İnsanlarımız arasındaki yardımlaşma ve dayanışma oldukça zayıflamıştır.

Bunun çözümü, birlik ve beraberliği geliştirecek çalışmalara ağırlık vermektir. Âdapazarı’nın en zayıf tarafı budur. İdarecilerimizin özellikle yerel yöneticilerimizin ve sivil toplum önderlerimizin kalite ve eğitim düzeyleri mutlaka yükseltilmelidir. Toplum önderlerimizin ilk görevi mensup oldukları topluluklara umut ve güven aşılamaktır. Eğer SAKARYASPOR ve bazı sivil toplum örgütlerinin cılız kültürel faaliyetleri olmasa neredeyse bir araya gelemeyeceğiz. Çalışan ve ir şeyler üreten insanlarımızı kıskanmadan desteklemeliyiz.Gündemdeki tek olumlu gelişme son seçimlerde bir siyasi partimizin tek başına iktidar olmasıdır. Ümitler yeniden yeşermiş, iş hayatına güven ve istikrar gelmiştir.

Bütün bu değişen ye artan sorunlarımızın tek çözümü, birbirimizi anlamak, gerekirse katlanmak ve doğal olarak hemşehrilik şuuru ile birlik iğinde hareket edebilmektir. Elimizdeki tek sermaye kendimize inanarak ve çok çalışarak mutlaka başarma kararlılığı ye ortak azmimiz olmalıdır. İnanıyorum ki Adapazarı insanı ve şehri ile gerçekten büyük bir şehir olmaktadır.