Eğitimde Fırsat Eşitliği

En son yapılan ÖSS’de alınan sonuçlar herkesi sevindirdi. Sakarya’nın iller arasında 16 basamak atlayarak 39. olduğu bildirildi. Bu durum sonuçları itibarıyla ilimizde gerçekleştirilen eğitim faaliyetleri açısından olumlu bir sonuçtur. Ancak seneye de bu sonucu tekrar yakalayıp daha da iyi bir derece yapabilecek miyiz? Bu başarının nedenlerinde neler vardır? İmtihanlara giren öğrenci kuşağının bilgi ve kapasiteleri ile eğitim sistemimizin başarıdaki payları nedir? Öğrencilerin gelecekteki başarılarını arttırmak için ilave olarak neler yapmalıyız? Hedef; Türkiye’deki ilk 20 il arasına girmek olarak tarif edilmişse farklı bir şeyler tasarlamalı ve üretmeliyiz. Olaya bakışımızdaki klasik tarzı terk etmeliyiz. Kısacası özel ve farklı projeler üretmeliyiz.

Bu anlamda en önemli işlev öğretmenlerimize düşmektedir. Yapılan “seviye tespit sınavları” ile birlikte özel gözlem ve kontrollerle “özel öğrencileri” belirlemeli ve onlara özel programlar uygulamalıyız. Dikkat edilirse özel dershanelerimiz öğrenci alırken bu özel öğrenci seçimine önem veriyorlar. Özel öğrenciler iyi değerlendirilirse özel başarılar oluşabiliyor. Önemli olan bu uygulamayı normal ve klasik bir çalışma haline getirebilmektir.

Bence 3 aşamalı bir süreç söz konusudur. Birinci aşamada ana hedefin alt başlıkları tespit edilerek bu iş için gerekli ilave eğitim ihtiyacının belirlenmesi gerekir. İkinci aşamada belirlenen eğitim açığını giderecek özel bir eğitim çalışmasının planlanarak uygulanması gerekir. Üçüncü aşamada ise eğitim programlarının etkinliğinin ölçülmesi ve  istenileni ne ölçüde sağladığının tespiti lazımdır. En sonunda da değişen ve gelişen koşullarda eğitim çalışmasının da değiştirilmesi ve yeniden gözden geçirilmesi düşünülebilir.

İlk aşamadaki eğitim ihtiyacını “seviye tespit sınavları” ile tespit edebiliriz. Sınavı kazanmak için standart bilgi ve yeteneklerin neler olduğunu tespit edebiliriz. Önemli olan başarısızlığın nedenlerini iyi tespit etmektir. Sadece fiziki yetersizlikleri önlemek başarı için yetmeyebilir. Bunlar alınması gerekli genel tedbirlerdir. Önemli olan imkanı olmayan, yetersiz öğrenim şartlarından eğitim görmeye mecbur olan zeki ve çalışkan öğrencileri bulmak ve onları özel şartlara kavuşturmaktır.

Özellikle bedensel ve zihinsel yeteneklerini geliştirme sürecinin iyi planlanması çok önemlidir. Başarıya uzanan yol insan odaklı olmalıdır. Sistemi geliştirmek elbette önemlidir ancak bu uzun vadeli bir süreçtir. Öğrenciler için özel ve farklı metodlar bulunurken öğreticiler yani öğretmenler içinde aynı düzeyde farklı bir çalışma yapılmalıdır.

Ekonomik durumu müsait olan ailelerimizin çocuklarının özel eğitimlerle bu programa iştirak etmesi çok normaldir. Bu noktada ekonomik imkanı yeterli olmayan gençlerimize “fırsat eşitliği” imkanı tanımak gereklidir. Bunun içinde il ölçeğinde bir “fon” veya “vakıf” aracılığı ile durumu müsait olmayan gençlerimize yapılacak özel eğitim çalışmalarının finanse edilmesi yerinde olabilir.

Okullarımızın desteklenmesi ile ilgili tedbirler Sayın Valimiz Nuri OKUTAN’ın başlattığı “Eğitim Seferberliği” ile başlatıldı. Şimdi ise eğitim sistemimizin bir taraftan genel kalitesini yükseltirken diğer taraftan fırsat eşitliği sağlayacak özel projeler geliştirmek gerekir.

Bu yılki ÖSS sonuçlarını bu yüzden iyi analiz etmek yerinde olacaktır. Başarıdaki okul ve dershane katkılarını iyi ölçerek bu katkıya göre program geliştirebilir. “Sosyal Devlet” ilkesi Anayasamızın gereğidir. Fakir memleket çocuklarının önünü açmak, onları ülkenin geleceğine yönlendirmek gerçek vatanseverliktir. Eğer desteklenecek bir tek proje hangisidir deseler, çekinmeden budur diyebilmeliyiz. Başarılı gençlerimizi yetiştiren önce anne ve babalara sonra öğretmenlerine en derin şükranlarımı sunuyorum.