Esnafımız Zor Durumda

Yıllardır çeşitli nedenlerle zor durumda olan esnafımız bugün yine darboğazdan geçiyor. Ekonomik krizler, depremlerin yıkımı, müşteri alışkanlıklarının değişmesi, şehirde meydana gelen nüfus hareketleri ve birçok neden esnafımızı yakından etkilemektedir. Kendilerine devlet tarafından verilen esnaf kredileri, ancak belirli bir dönemin aşılmasına yaramıştır.

Özellikle pazar yapısında ve esnafımızın sayı ve kalitesinde meydana gelen gelişmeler, onları rekabet edemez durumlara sürüklemektedir. Oysa şehrimiz yeniden yapılanmaktadır. Bu yapılanmaya göre pozisyon almak, bazı avantajlar yaratabilir.

Esnafımızın durumunu düzeltmek için ilgili bütün tarafların yapacağı işler bulunmaktadır. Örneğin Belediyemiz, sıkışık durumda olan esnaflarımızı düşünerek otopark yapımlarını. Ulaşımdaki durak yerlerinin tespitini, esnaftan alınan vergi ye harçların en az limitlerini uygulamayı, alım ve satım işlerini genellikle şehrimiz esnaflarından yapmayı düşünmelidir. Ayrıca, en önemlisi şehir planlamasında esnaf odaları ile işbirliği yaparak, nüfusumuza göre esnaf sayısını ve özelliklerini yeniden planlamalıdır.

Bu çok önemli bir konudur. Önüne gelen esnaflık yapmamalıdır. Şehir ihtiyacı kadar esnaf sayısı tespit edilmeli ve bu sayı bence dondurulmalıdır. Ancak boşalma ve şehir ihtiyacının artması durumunda sayılar arttırılmalıdır. Bu esnafın iş yapabilmesi ve birbirleri ile haksız rekabet ortamı yaratılmaması için alınabilecek en radikal tedbir olacaktır.

Esnaf odalarımız ve onlara kredi veren Halk Bankası A.Ş ise şirketleşen veya kooperatif kuran esnaflarımıza teşvik tedbirleri uygulamalıdır. Onların seslerini ve rekabette uğradıkları haksızlıkları daha iyi dile getirmelidir. Ayrıca üretici esnaflarımızın KOBİ olabilmeleri için, ürünlerini satacak veya ihraç edecek organizasyonları oluşturmalıdırlar. Onların bu yoldaki eğitim ve vizyon ihtiyaçlarını da bu kuruluşlar karşılamalıdırlar. Esnafın emeklilik garantisi “Esnaflık yapma yetkisi” olmalıdır. Tıpkı taksi, minibüs ye dolmuş plakaları gibi esnaflıkta para eder hale getirilmelidir. Doğal olarak ticaret serbesttir. Ancak kurallara uymak onları uygulamak şartıyla yapılmalıdır. Seyyar esnaflara numara yerilip, yerleşik, düzene ilave etmek doğru davranış olacaktır. Vergisi, kirası olmadan yapılan ticaret haksız rekabet doğurmaktadır. Oysa seyyar esnaflarımız pazarlara ilave edilerek bu sorun çözülebilir. Diğer bir tarafta olan resmi kuruluşlarımız ise, mevcut yasaları adil ve tarafsız olarak uygulamak zorundadır. Şehir merkezlerinde mantar biter gibi biten süper marketler ildiğimiz kadarı ile bir süre sonra şehir dışına gitmek zorunda kalacaklardır. Ayrıca tüketici hakları açısından da esnafımızı bilinçlendirmek için eğitim verilmek zorundadır. Bir kısım esnaflarımızın “Sanayici”, bir kısmının ise Tüccar” olmak zorunda olduğu çok açık bir husustur.

Ama asıl üzüldüğümüz, esnafımızın ve özellikle zanaatkarlarımızın dükkanlarını kapatarak, belirli bir yaştan sonra kendilerine işçi olarak iş aramalarıdır. Bu irfanlar kaybedilmemelidir. Bu tür esnaflarımız için çok özel tedbirler uygulanmalıdır.

Kısacası Adapazarı bir esnaf ticaret şehridir. Bu konuda görevli sivil toplum kuruluşlarımız ve meslek odalarımız bu gidişe dur diyememektedir. Bürokrasiye kapılmadan bir yerel esnaf zirvesinin yapılması yerinde olacaktır. Ancak bu konuda siyasete kurban edilmemelidir. Vilayet, belediye, esnaf odaları, üniversite vs. gibi ilgili kuruluşlar teknik bir çalışma yapmalıdırlar. Çıkan sonuçlara göre de, her kuruluş üzerine düşeni yapmalıdır.

Şimdi aklı başa alma ve işbirliği zamanıdır. Bu konuda üzerine görev düşen herkesi göreve davet ediyorum. Çünkü kaybedilecek zamanımız yoktur. Yoksa yarın çok geç olabilir.