Geleceğe Birlikte Yürümek
Şehirler, içinde yaşayan insanların oluşturdukları yerel kültür birliğinin gücü oranında gelişirler ve yükselirler. Sivil toplum kuruluşları ile kamu kuruluşlarının organizasyonunda, bölgede yaşayan insanlar, içlerinden çıkardıkları düşünceler, kadrolar ve yaşama tarzını meydana getiren yerel kültürleri ile güçlü bir toplum oluştururlar. Toplumu birbirine bağlayan en önemli unsur ise “mensubiyet şuuru”dur. Yani ait olunan toplum ile gurur duyma ve dayanışma ruhu içinde olmak şeklinde de tarif edilebilir.
Adapazarı’nda yaşayan ve kendini Adapazarı ı sayan her kişi, bu duyguyu içinde yaşatmak zorundadır. Adapazarı kutsal vatan parçamızın ta kendisidir. Şehrimizde yaşayan insanları “Hemşehri* bilmek ve Adapazarı’nı özlemek, bizi memleketimize bağlayan unsurlardır. Bu şehirde yaşayan hatıralar, edinilen arkadaşlıklar, hatta belirli olaylara karşı gösterilen toplu direnişler bizi bu kente bağlayan bağlardır.
Şehrimizi ileriye götürecek projeler üretmek, projeleri uygulayanları karşılıksız desteklemek, hemşehriler arasındaki ilişkileri geliştirmek, dayanışma ruhunu desteklemek, hep yerel kültür birliğini besleyen değerler olarak gösterilebilir.
Örneğin, şehrin imar uygulamalarında gösterilen yoğun çabaları yürekten destekliyorum. Görüşlerimi zaman zaman ilgililere duyuruyorum. Hatta birlikte tartıştıklarımız oluyor. Ama inanıyorum ki, şehrimizi geliştirmeye yönelik her fikir bence çok değerlidir. Tıpkı bunun gibi, tecrübe ve bilginin olduğu her konu, gündeme getirilerek tartışılmalı ve çözümler üretilmelidir.
Eski şehir yapılarımızda, her şehrin sorunları ile ilgilenen /’Şehir eşrafı” denilen insanlar vardı. Bunlar insanların sorunlarını çözen, ortak sorunlarda biraraya gelerek çözüm üreten insanlardı. Bence her modern şehrin bir “Aksaçlılar meclisi”ne ihtiyacı vardır.
Yerel siyasetin, ayırımcı tarafları olduğu gibi bence birleştirici tarafları da vardır. Sorunların çözümünde hür iradesi ile biraraya gelen insanlar varsa, ödenirler ileriye giderler. Eğer sen-ben kavgası nedeniyle insanlar birbirleri ile kavga içinde bulunuyorlarsa o şehir asla ilerlemezler.
Adapazarı da, zaman zaman bu durumlara düşmüş bir şehirdir. Ne zaman birlik olunmuş, o zaman Adapazarı altın çağını yakalamıştır. Ne zaman ayrılığa düşülmüş, Adapazarı felaket üzerine, felaket yaşamıştır.
İşte, bu nedenlerden dolayı yerel yönetimler,halkla bütünleşmek ve hemşehrilik ruhunu geliştirmek zorundadırlar. Belirli hedefler etrafında halkımızı toplamayı ve onları harekete geçirmeyi bilmelidirler. Reklam yaparak ve göstermelik ilişkilerle halkla bütünleşme gerçekleştirilemez. Bu üstünlük ancak, halkımızın hedeflerini, kendi hedefiniz yapmanız ile gerçekleşebilir.
Adapazarı, kendini yeniden yönetmeye talip, yabancı kültür temsilcilerinden, ancak bu yerel birlik ve hareketle kurtulabilir. Bu inanç Adapazarı’nda artık hakim olmaya başlamıştır.
Şimdi hep birlikte, beraberce biraraya gelmeli ve şehrimizin yapacağı kalkınma hamlesine katkıda bulunmaya hazırlanmalıyız.