Gülerek “Hayır” Diyebilmek
İşletmelerimizde görev yapan yöneticilerimizin ve personelin en büyük sıkıntılarının başında “hayır diyememek” gelmektedir. “Hayır” demeyi öğrenmek ve onu zamanında kullanma alışkanlığını geliştirmek gereklidir. Yardımınıza ihtiyaç duyulduğunu ve sizin güvenilir ve çok iyi bir insan olduğunuzu belirterek başlanan istekler; aslında yapılması gereken ve hayır denmesi gereken talepler olabilir.
Görülmektedir ki bir çok yöneticimizde “başkalarının sorumluluğunu alma” veya “kolayca sorumluluk üstlenme alışkanlığı” bulunmaktadır. Oysa bu durum çoğunlukla işe yaramamaktadır. Sorumluluk almak görevinizin sınırlarının ne olduğunu bilerek yapılacak bir davranıştır. Size ait olmayan sorumlulukları alırsanız eninde sonunda zaman ve emek olarak tükenebilirsiniz.
Biz her zaman ölçülerimize uymayan talepler karşısında “hayır, yapamam, aynı düşüncede değilim” şeklinde çekinmeden ve gülerek fikrimizi söyleyebilmeliyiz. İnsanlara sevgi göstererek “Hayır bu talebiniz uygun değildir. Ben bu olayda yer alamam” demek aynı zamanda sizi kötü niyetli uygulamalardan da koruyacaktır. “Mecburen ve gönülsüz” kabul etme durumunda ise bilinçli olmalıyız. Hayır diyebilmenin talebi yapan kişiyle ilişkileri bozacağı düşünülürse; ruhsal anlamda görünürde kabul ancak iç dünyamızda ise red eden çelişkili bir durum yaşayabiliriz. Bu durumda bile hayır diyebilmek kendinizi kontrol edebilmek açısından önemlidir. Kendi kontrolünüzü yitirmek hiçte iyi bir davranış olmaz.
Özellikle kendinize “hayır” demeniz gereken isteğe “evet” diyerek yalan söylemeyin. Kendinize söylenecek yalan suçluluk duygusunu geliştirecektir.
Katı ve uyumsuz olmamak adına, sevgi yerine nefret edilen kişi olmamak için kuralsızlık geliştirilirse bir müddet sonra istismar edilen kişi olursunuz.
Elbette hiçbirimiz bize “hayır” denmesinden memnun olmayız. Ancak sağlıklı ve sağlam ilişkiler zamanında ve uygun “hayır” demeler üzerinde kurulabilir.
Hayır diyememenin bir çok nedeni vardır. Bunların başında terk edilme korkusu, zarara uğrama endişesi, iyi insan imajını yitirme korkusu, başkalarının hatalarına ortak olarak kendini rahatlatma duygusu gelmektedir.
Hayır dememiz gereken insanlar ise hayatımızın her döneminde farklılık gösterirler. Örneğin, işyerinizde “patronunuza hayır” diyebilmek önemlidir. “İş arkadaşlarınıza hayır diyebilmek” ise daha iyi bir kontrol gerektirir. Başkalarına yardım edeceğim diye kendi görevlerinizi ertelemeyin. İşin aciliyeti istisna olmak üzere yardımı görevinizi bitirdikten sonra yapın. “Başka bölümlere hayır diyebilmek” durumunda hayır demeyi olumlu vurgulama şeklinde yapın. “İsteğinizi şimdi değil ama şu zaman yapabilirim” şeklinde cevaplayın. Yada “işinizi halledecek kişiyi bulabilirim” şeklinde teklif edebilirsiniz.
“Astlarınıza hayır diyebilmek” ise yöneticilerin en sık karşılaştıkları durumlardır. İşleri yaparken “kaytaran”, işi anlamamış gözüken, mazeret üretmede usta olan ve sık sık asılsız nedenlerle izin isteyen astlarınız karşısında almanız gereken temel tavır. Ustaca “hayır” diyebilmektir. Mazeretle karşınıza gelen astınızdan sorunu giderecek üç teklif isteyin. Tekliflerden en iyisini seçmesini ve uygulamasını isteyin. Bu durum size mazeret üretecek astın yolunu tıkar. Size gelirken iki kere düşünür.
Genelde “Hayır Diyebilmek” bir kültürün ifadesidir. Sonucunda belki daha az iş ama kaliteli ve iyisini yapabiliriz. “Hayır Demek” fiilini sadece sözle değil “vücut dilinizle” de yapınız. Özellikle gülerek hayır diyebilmenin bir beceri işi olduğunu biliniz. Başarılı bir yönetici olmanın yollarından biri de gülerek “hayır” diyebilmektir.